"STATEMENT OLAYI"

Nurettin Erkan

Bu yazı eğer bir sanatçı “statement”ı olacaksa, saçma bir yazı olmaktan da asla kurtulamayacak, ama saçma olmaktan kurtulmayı becerebilirse, o zaman da asla bilinen anlamda bir sanatçı “statement”ı, yani sanatçının sanatını açıklayan bir “statement” olamayacak. Umarım olmaz.

Bu “statement” olmamaya çalışan “statement”ın, yaptığım sanat ile hiç bir alakası yoktur ve zaten olamaz da ama, sanatçıların başına bela edilen “statement”ın ne olduğuyla alakalı fikirlerimi kesinlikle taşıyacak.

Sanatın çürüme çağına girmesine neden olan "kötülük ve vasatlik" ile örülü sanat endüstrisinin küçük bir detayıdır “statement” vakası ve çürümenin bütünü hakkında fikir vermesi açısından da çok önemlidir. Hiç kuşkum yok ki sanatçı “statement”ları tam bir saçmalıktan ibarettir. Çünkü alt metin rolündeki bu “statement”lar resimleri veya sanat eserleini temsil edemezler.

Bir sanat eseri olarak resim, alt metne ihtiyaç duymaz, eğer duyuyorsa o zaman zaten o resim, bir sanat eseri değildir. Alt metinler sadece sanat eseri olmayan veya olamamış objelere anlam giydirebilirler. Zamanımızda sıradan onbinlerin çöp üretip o çöplere sanat demeye çalıştıkları düşünülürse, “statement”lara neden ihtiyaç duyulduğu ve neden icat edildiği de anlaşılabilir.

Sanat eserlerini açıklamaya veya anlatmaya en yetkili dil yine sanat eserlerinin kendi üzerlerindedir ve her eser zaten kendisine ait kendine özgü bir dile sahiptir. Disiplinler birbirlerini konu edinen veya kritik eden üretimlerde bulunabilirler elbette, bir resmi kritik eden bir yazı gibi ama birbirlerinin yerlerine geçemezler. Herhangi bir sanat eserin dilinde anlaşılması zor bir taraf varsa, o öyle yaratıldığı için veya öyle olması gerektiği için öyledir. Sanatın kendi dilini bilmeyen, okuyamayan sanat kurumlarının, sanat olan ile sanat olmayanı ayırt etmeleri mümkün değildir. Bu yüzden de sanatın kendi dilini bilmeyenlere bir resmin temsili olmayan “statement”lar gibi yazı-metinler ile anlatmak asla mümkün değildir. Bu cümleyi okuyacak olan o şahıslar hemen rölativiteyi ileri süreceklerdir. Bu durumda şunu belirtmekte yarar var. Bazı insanların zorda kaldıkça rölativiteyi kötü amaçlerı için kullandıkları görülmelidir.

Müze veya galeri gibi yerler sanatın dilini bilmiyorlar mı ki “statement”lara ihtiyaç duyup sanatçılardan istiyorlar? Esere değil de, o eseri anlatan metne neden bakıyorlar ve bu metinler neden bu kadar belirleyici oluyor. Bir resmin dilini bilmeyenler nasıl yazının dilini bilebilirler? Resim sanatının ve de yazının dilini bilmeyenler nasıl olur da müze ve galerilerde veya sanat kurumlarında rol alabilirler? Eğer biliyorlarsa, nasıl olur da bir resmin bu kadar kolayca ve de ressam tarafından, kendi sanatını kelimelerden oluşan bir dile çevirebileceğine inanırlar? Sanatçıların sanatlarını temsil etmeyen, edemeyen ve edemeyecek olan bu saçmasapan “statement”ların anatçılardan talep edilmesi, sanatçıları, inanmadıkları saçmasapan metinler yazmaya zorlamaz mı?